19 Temmuz 2013 Cuma

7th Grade Civil Servant

7th Grade Civil Servant, MBC'nin 20 bölümlük aksiyon/romantik/komedi dizisi. Dizi bu yılın ocak-mart tarihleri arasında yayınlandı. Ben de yayınlandığı dönemde izledim ve çok beğendim. Şöyle bir gerçek var ki kore dizilerinde genellikle romantik-komediyi tercih ederim, dramlardan korkarım çünkü, özellikle de kore dramlarından. İzlediğim romantik-komedilerde de aksiyonlu olanına daha önce rastlamamıştım. Hem de sıradan bir aksiyon değil, ajanlı aksiyon dizisi! Ajanlı dizilere, filmlere, kitaplara ayrı bir düşkünlüğüm vardır da. Baş karakterler, görsel açıdan pek tarzım olmasalar da dizi, bünyesinde gerçekten sevdiğim unsurlar barındırıyordu, e izlememek olmazdı.

Kim Seo Won & Han Gil Ro

Kim Seo Won bir köyde büyümüş, çok komik ve tuhaf bir ailesi var. Kendisi memurluk sınavlarına hazırlanıyor ve part-time işlerde çalışıyor. Paraya ihtiyacı olduğundan arkadaşının randevu ayarlayan şirketine kaydoluyor, önemsediği şey bir koca bulmak değil, her randevu için şirketten alacağı ücret.
Han Gil Ro ise zengin bir ailede, ilgisiz ama otoriter bir babayla büyümüş. Küçüklüğünden beri hayali, bir NIS (bizdeki MIT) ajanı olmak. Bunun için de silahları öğrenmiş, dövüş becerilerini geliştirmiş, araba yarışlarına katılmış vs. Bu sebeplerden dolayı da kendisinin en iyisi olduğunu düşünüyor. Biraz züppe anlayacağınız.

18 Temmuz 2013 Perşembe

Okuma Şenliği - Yaz 2013

Kitap bloglarını gezerken (sanırım tuğçe'nin kitaplığında) gördüm bu etkinliği ve "ben de katılmalıyım!" dedim. Etkinliğin tarihi 9 temmuz-9 ekim arası, 3 ay yani. Amaç aşağıdaki kurallara uyarak 200 puana ulaşmak On gün kadar gecikmiş olabilirim, geç olsun güç olmasın, zaten 9 temmuzdan beri okuduğum kitapları o listeye sokarım olur biter ^_^. Yorumlardan anladığım kadarıyla katılım oldukça fazla, ne kadar çok kişi olursa o kadar iyi.


Richelle Mead - Kanbağı ( Kanbağı Serisi #1)



Sydneyin en son isteyeceği şey, vampirlerle arkadaşlık etmekle suçlanmak. Ve şimdi bir vampirle aynı odada!"Sydneye yeniden dövme yap," dedi Stanton kararlı bir sesle. "Zoe konusunda kararımız belli değil, ona şimdiden dövme yapmayalım."Gözlerim kardeşimin lekesiz ve solgun yanaklarına kaydı. Evet.Orada bir zambak olmadıkça özgürdü. Dövme teninize bir kez işlendi mi, dönüşü yoktu. Artık Simyacılara aitsiniz demekti.

Sydney'i "Vampir Akademisi" serisinden tanıyoruz. Orada karşımıza Rose'a yardım eden genç simyacı olarak çıkmıştı. Simyacı kavramıyla da onun sayesinde tanışmıştık. Simyacıların görevi vampir dünyasını ve vampir sorunlarını insanlardan uzak tutmak. Lisa'nın kraliçe olmasının ardından Moroi ler arasında bir iç karışıklık çıkıyor ve Lisa'nın üvey kardeşi Jill'in bu karışıklıkta kilit bir rolü var. Jill'in bir süreliğine gözlerden uzak kalması, insanların arasına karışması gerekiyor fakat güvenilecek kişi sayısı çok az . Simyacılar ise bu iç karışıklığın insanları etkilemesini önlemek istiyor. Bu yüzden Jill'e göz kulak olması için genç bir simyacıya ihtiyaç var. Sydney, kesinlikle bu genç simyacının kardeşi Zoe olmasını istemiyor. Onun özgür kalmasını istediğinden görevi kendisi üstleniyor. Hikaye de bu şekilde başlıyor.

16 Temmuz 2013 Salı

Supernatural





Bu yazım hakkında biraz endişeliyim. Çünkü bu dizi, benim için çok özel. İzlediğim ve takip ettiğim ilk yabancı dizi, 2008 yılının yaz tatilinde 3. sezonun bitişinden sonra başladım. Benim için o kadar farklı ve yeniydi ki. "Carry on my wayward son" favori şarkım, İmpala favori arabam, Amerika'nın her eyaleti memleketimden bir köşe olmuştu ^_^ .

Sam & Dean Winchester

Günde bazen on bölüm izleyerek- şu anda bu benim için pek anormal olmasa da o zamanlar bünyem alışık değildi- diziyi kısa sürede tamamladım. Ardından tabii ki dördüncü sezon için gün saymaya başladım. Bu yaşadıklarımın çok daha fazlasını yaşayan, diziye benden çok daha bağlı, fazlasıyla izleyici var, farkındayım.(Eskiden olsa en çok ben seviyorum triplerine de girerdim, bakın ne kadar büyüdüm) Bunun için de diziyle ilgili fan sayfaları, replik paylaşımları vs. oldukça fazla. Yani diziyi hiç izlememiş arkadaşlar bile, etraflarındaki SPN fanları sayesinde dizinin methini duymuş oluyorlar genelde. Yine de, ilk göz ağrım olması sebebiyle, böyle bir blog açıp Supernatural'e yer vermesem olmazdı.




Öncelikle gözünüzü korkutmak istemem fakat hacim olarak oldukça geniş bir dizi. Hiç başından kalkmadan, uyumadan ve tuvalete gitmeden izlersen tam olarak "6 gün, 1 saat ve 28 dakika" nızı alıyormuş.(dizi-mag bilgisi). İlk sezondan beri karakterler ve konu olarak çok fazla değişim yaşandı fakat temeli çok sağlam kurulduğu için bu değişimler dizinin doğasına zarar vermedi. Dizide çok fazla değişim olduğu için tek tek her sezonda ne olduğunu anlatmaya yeltenmeyeceğim, çünkü mutlaka ama mutlaka bir şeyler atlarım.

9 Temmuz 2013 Salı

Erkek Dedikodusu

Bu yazımda erkek dedikodusu yapacak değilim tabii ki. Hiç sevmem ^_^. Bu sadece kitabın ismi ve Derin ile Pera'nın en büyük hobisi. 'Okuyan Us' yayınlarından çıkan kitap, Dizüstü Edebiyat serisinin 7.si. Yalnız bu seri bildiğimiz serilerden değil. Kitaplar farklı blog yazarları tarafından yazılıyor, dolayısıyla her kitabın konusu birbirinden farklı. 'Erkek Dedikodusu'nu da T.B. ve French Oje isimli iki yaratıcı ve samimi blog yazarı birlikte yazmış.



Kitap tam bir yaz kitabı yani kafa boşaltmak için birebir. Derin ve Pera isimli karakterlerimiz ortak arkadaşlarının düğününde, bekarlar masasında karşılaşırlar. Özellikle Pera bu masaya düştüğü için oldukça mutsuzdur fakat Derin'in pozitif tavırları moralini düzeltir. Aynı gece, iki genç beyle de tanışırlar ve bir yandan onları tanımaya çalışırken diğer yandan da birbirleriyle kaynaşırlar. Aslında ikisi de genç, güzel işleri olan, hoş bayanlar, fakat talih yüzlerine gülmemiş ve hep yanlış insanları çekmişler kendilerine.

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Teen Wolf (Genel Bakış)

Açıkçası bu diziye başlarken ciddi şüphelerim vardı. Çok farklı veya eğlenceli olacağını düşünmüyordum. Bunun bir sebebi dizinin fazla basit bulduğum ismiyse, diğeri de dizi başladığı sıralar daha da yoğun olan fantastik dizi-kitap furyasının alıp başını gitmesiydi. Bu türden biraz sıkılmaya başlamıştım. Yine de yaz ayları olması sebebiyle, izleyecek daha iyi bir şey bulamadığımdan izlemeye başladım. Şimdi üçüncü sezondayız ve geçen salı dizinin beşinci bölümü yayınlandı. Bu sezonda da dizi, çıtayı daha da yükselterek devam ediyor. Bir gençlik dizisinden ummadığım bir başarı yakaladı.
Lydia, Jackson, Stiles, Alison, Scott, Derek

Birinci sezona başladığımda, sadece kurt adamlarla ilgili bir kitap okumamış veya dizi izlememiştim. Bu yüzden ilginç geldi sanırım, ayrıca Stiles karakterine de bayılmıştım (biliyorum, yalnız değilim :D). Derek, Stiles'ın Lydia saplantısı ve komiklikleri, Jackson'ın gıcıklıkları, Alison-Scott yakınlaşması, Alison'un ailevi problemleri, Scott'un kurtadamlıkla başa çıkma çabaları ve Lydia'nın ufak çılgınlıkları ile, ilk sezonu öyle aman aman kaliteli bulmasam da izledim. Yarabbi, her karakter de ayrı olaymış!

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Nail Shop Paris

Dizinin finalini az evvel izledim ve bir tanıtım yazısını hak ettiğini düşündüm. Nail Shop Paris, MBC kanalının orijinal bir draması. Dizinin konusunu okuduğunuzda sıradan bir kore dizisinden çok farklı olduğunu anlayacaksınız. Hatta bence bu konudan çok güzel bir kitap da yazılabilir.
Öncelikle karakterleri tanıyalım,sırasıyla
Kay, Bunny (Yeo-Joo), Alex, Jin
Bunny, bir internet romanı yazarı. Tam bir yayıneviyle kitabını basmak üzere anlaşacağı sırada, romanının kurgusunun çok sıradan olduğuyla ilgili haberler geliyor ve anlaşma iptal ediliyor. Bunun üzerine Bunny, kendisine sıradışı bir karakter arayışına giriyor. Metroda Alex ile karşılaşıyor ve onun romanı için aradığı karakter olabileceğine inanıyor. Bunun üzerine Alex'i takip ediyor ve bir Nail Shop'ta (tırnak bakımı yapılan yer) çalıştığnı görüyor. Alex'e daha yakın olup onu tanımak istiyor fakat Nail Shop, sadece erkeklerin çalıştığı bir yer. Yine de bu, Bunny'e engel olmuyor. Ev arkadaşının da yardımıyla erkek kılığına giriyor ve Nail Shop'ta çalışmaya başlıyor.