16 Temmuz 2013 Salı

Supernatural





Bu yazım hakkında biraz endişeliyim. Çünkü bu dizi, benim için çok özel. İzlediğim ve takip ettiğim ilk yabancı dizi, 2008 yılının yaz tatilinde 3. sezonun bitişinden sonra başladım. Benim için o kadar farklı ve yeniydi ki. "Carry on my wayward son" favori şarkım, İmpala favori arabam, Amerika'nın her eyaleti memleketimden bir köşe olmuştu ^_^ .

Sam & Dean Winchester

Günde bazen on bölüm izleyerek- şu anda bu benim için pek anormal olmasa da o zamanlar bünyem alışık değildi- diziyi kısa sürede tamamladım. Ardından tabii ki dördüncü sezon için gün saymaya başladım. Bu yaşadıklarımın çok daha fazlasını yaşayan, diziye benden çok daha bağlı, fazlasıyla izleyici var, farkındayım.(Eskiden olsa en çok ben seviyorum triplerine de girerdim, bakın ne kadar büyüdüm) Bunun için de diziyle ilgili fan sayfaları, replik paylaşımları vs. oldukça fazla. Yani diziyi hiç izlememiş arkadaşlar bile, etraflarındaki SPN fanları sayesinde dizinin methini duymuş oluyorlar genelde. Yine de, ilk göz ağrım olması sebebiyle, böyle bir blog açıp Supernatural'e yer vermesem olmazdı.




Öncelikle gözünüzü korkutmak istemem fakat hacim olarak oldukça geniş bir dizi. Hiç başından kalkmadan, uyumadan ve tuvalete gitmeden izlersen tam olarak "6 gün, 1 saat ve 28 dakika" nızı alıyormuş.(dizi-mag bilgisi). İlk sezondan beri karakterler ve konu olarak çok fazla değişim yaşandı fakat temeli çok sağlam kurulduğu için bu değişimler dizinin doğasına zarar vermedi. Dizide çok fazla değişim olduğu için tek tek her sezonda ne olduğunu anlatmaya yeltenmeyeceğim, çünkü mutlaka ama mutlaka bir şeyler atlarım.


Ana karakterlerimiz Sam ve Dean Winchester, iki kardeş. Yıllar önce, anneleri bir iblis tarafından öldürülmüş bu yüzden babaları hem karısının intikamını almak hem de böyle kötü yaratıklara karşı savaşmak için Avcı olmuş. Oğullarını da avcı olarak yetiştirmiş. Yani Dean ve Sam, küçüklüklerinden beri yaratıklara karşı savaşarak ve sürekli yer değiştirerek büyümüşler. Dean, Sam'in abisi ve Sam'i korumakla ilgili takıntı denilebilecek kadar güçlü duyguları var. Önce vurup sonra soran biri, tam bir savaşçı. Sam, daha akıllı olan, o da iyi bir avcı, araştırma işlerini genellikle Sam yürütüyor. Sam, dizinin başında, avcılık hayatını bırakmış, normal bir hayat sürmek istiyor. Fakat bu yaşamı bırakmak istese de bu o kadar kolay değil, üstelik babaları da kaybolmuş. Onu bulmaları gerekiyor. Dizi bu şekilde başlıyor ve kardeşler işte bu şekilde yola koyuluyorlar.
Dean, direksiyonu Sam'e vermiş! Neler oluyor?!
Her sezonda en az bir tane çok büyük sorunları oluyor ve sezon finaline kadar bu problemle ilgileniyorlar. Bunu yaparken de her bölümde farklı bir doğaüstü olayı çözüyorlar. Bin bir çeşit zorluğun, ailevi problemin, yaratığın, iblisin, meleğin, ölümün üstesinden geliyorlar. Bağlılıkları defalarca sınanıyor. Bu dizide çok takdir ettiğim ve sıklıkla rastlayacağınız bir şey var, aile olmanın önemi. Zaman zaman onlara yardım eden kişiler oluyor fakat her seferinde ikisi de aslında sadece birbirlerine sahip olduklarını anlıyorlar. Görüldüğü gibi, bu dizide aksiyon ve dram var amaaaa bir o kadar da komedi var. Çünkü Dean, her tülü nahoş durumu hazır cevaplılığıyla ve esprileriyle örtbas edebileceğini düşünüyor.

Haksız mı? Cıks.
Bu dizinin bitmeden (allah gecinden versin) efsaneleştiğini düşünüyorum. Dizide sık sık yer alan pentagramın dövmeleri yaptırılıyor, "hunting things, saving people, family business" gibi önemli replikler olur olmaz yerlerde bile kullanılıyor. Özellikle ben bunu yapmayı seviyorum. Hatta yorumlarda görüyorum, bir dizide ne zaman doğaüstü bir olay olsa Winchester'ları çağıralım halletsinler diyorlar. Biri de hayaletli bir filmde, tuz kullansanız demişti. Doğaüstü yaratıklarla ilgili ilk eğitimimizi Dean ve Sam'den aldık.


Yani bizim için Colt dünyadaki en iyi silah, trençkot en havalı giysi ve tavşan ayağını halen korku filmlerinde kullanmaya başlamamaları ise çok anlamsız.





Arkadaşım, halen izlemediysen, bak ne güzel yaz aylarındayız. Tam zamanı!
Diğer dizi ve kitap yorumlarında görüşmek üzere ^_^










Fan sayfası için buraya
Diziyi izlemek için buraya
Ve bu yazıya yorum yapmak için de aşağıda bir yazı olması lazım?



1 yorum:

  1. Yazını "cidden ya" ve "ahahah aynı ben" nidaları eşliğinde okudum :D Hatta blog sahibinin paralel evrendeki ben olma olasılığını da düşünüyorum yavaş yavaş :D SPN, benim de izlediğim ilk yabancı dizilerdendi :) Bu yüzden de dizinin bende de ayrı bir yeri var. Evde ne zaman elektrik dalgalanması olsa aklıma ilk önce iblisler geliyor bu diziyi izlediğimden beri, ya da dediğin gibi hayaletlerin olduğu her şeyde tuz önerisini dile getiriyorum :D Tavşan ayağı yapmayı da denemek isterdim ama ne yazık ki şimdiye kadar ayın 13ü, dolunay ve cuma günleri bir araya gelmedi :/ Tavşan ayağımız olmasa da evimizde tuzumuz, elimizin altında devil trap'ler yapmak için kullanacağımız kalemlerimiz var, şimdilik bunlarla yetiniyoruz :D

    YanıtlaSil